Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Sinónimo
Frases
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Recursos
Sobre nosotros
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés Frases
Turco - Inglés
Historia
line on
Significados de
"line on"
en diccionario turco inglés : 1 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
Idioms
1
Idioms
line on
n.
-in iletişim bilgisi
Significados de
"line on"
con otros términos en diccionario inglés turco: 313 resultado(s)
Categoría
Inglés
Turco
General
1
General
on-line bibliographic searching
n.
online bibliyografik tarama
2
General
on-line carrier
n.
sistemi yer ayırtmada kullanılan taşıyıcı
3
General
on-line carrier
n.
on-line taşıyıcı
4
General
the voice on the other side of the line
n.
telefonun öteki ucundaki ses
5
General
the voice on the other side of the line
n.
telefonun diğer ucundaki ses
6
General
the voice on the end of the line
n.
telefonun diğer ucundaki ses
7
General
the voice on the other side of the line
n.
telefonun ucundaki ses
8
General
the voice on the end of the line
n.
telefonun ucundaki ses
9
General
the voice on the end of the line
n.
telefonun öteki ucundaki ses
10
General
put on the line
v.
riske atmak
11
General
put on the line
v.
tehlikeye atmak
12
General
get a line on
v.
bilgi almak
13
General
get a line on
v.
hatta kalmak
14
General
be on the line
v.
risk altında olmak
15
General
be on the line
v.
tehlikede olmak
16
General
put one's life on the line
v.
hayatını riske atmak
17
General
put one's life on the line
v.
hayatını riske sokmak
18
General
wait on a line
v.
sırada beklemek
19
General
wait on a line
v.
kuyrukta beklemek
20
General
on line
adj.
bağlantılı
21
General
on line
adj.
onlayn
22
General
on the line
adj.
tehlikede
23
General
on-line
adj.
onlayn
24
General
on-line
adj.
çevrim-içi
25
General
on-line
adj.
çevrim içi
26
General
on the line
adj.
göz hizasında olan
27
General
on the line
adj.
herkesin önünde ve tehlikede olan
28
General
on the line
adj.
iki kategori arasındaki sınırda bulunan
29
General
on the line
adj.
acil
30
General
on the line
adj.
acele
31
General
on the line
adj.
fuhuş batağında olan
32
General
on-line
adj.
telekomünikasyon hatları üzerinden elektronik bilgi aktaran kuruluşa ait veya ilişkin
33
General
on-line
adj.
ilerleme halinde olan
34
General
on-line
adj.
işlenmekte olan
35
General
on-line
adj.
faalken veya aktif hizmetteyken yapılan
36
General
on-line
adj.
faalken veya aktif hizmetteyken tamamlanan
37
General
on-line
adj.
ana güzergahlar üzerinde yer alan
38
General
on-line
adj.
demiryolları üzerinde yer alan
39
General
on a line
adv.
aynı hizada
40
General
on a line
adv.
bir sırada
41
General
on the line
adv.
telefonda
42
General
on the line
adv.
hatta
43
General
on the line
adv.
sırada
44
General
on the line
adv.
çizgide
45
General
on the line
adv.
kuyrukta
46
General
on line [us]
adv.
kuyrukta
47
General
on line [us]
adv.
bekleme sırasında
48
General
on line [us]
adv.
sırasını bekleyerek
49
General
on line
adv.
faal durumda
50
General
on line
adv.
işlem aşamasında
51
General
on line
adv.
yürürlükte
52
General
on line
adv.
sırada
53
General
on line
adv.
bir hizada
54
General
on the line
adv.
göz hizasında
55
General
on the line
adv.
herkesin önünde ve tehlikede
56
General
on the line
adv.
iki kategori arasındaki sınırda
57
General
on the line
adv.
derhal
58
General
on the line
adv.
hemen
59
General
on the line
adv.
gecikmeden
60
General
on the line
adv.
fuhuş batağında
61
General
on-line [us]
adv.
kuyrukta
62
General
on-line [us]
adv.
bekleme sırasında
63
General
on-line [us]
adv.
sırasını bekleyerek
Phrasals
64
Phrasals
line up on something
v.
bir şeyin üzerinde sıraya girmek/sıra yapmak
65
Phrasals
line up on
v.
-in üzerinde sıralanmak
66
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde sıraya girmek
67
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde dizilmek
68
Phrasals
line up on
v.
boyunca sıralanmak/dizilmek
69
Phrasals
line up on
v.
-in üzerinde sıralamak
70
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde sıraya sokmak
71
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerinde dizmek
72
Phrasals
line up on
v.
boyunca sıralamak/dizmek
73
Phrasals
line up on
v.
-in üzerine sıralamak
74
Phrasals
line up on
v.
'-in üzerine dizmek
Colloquial
75
Colloquial
put one’s life on the line
v.
hayatını riske atmak
76
Colloquial
put one’s life on the line
v.
hayatını tehlikeye atmak
77
Colloquial
on a line
expr.
kuyrukta
78
Colloquial
on a line
expr.
sırada
79
Colloquial
who is on the line?
expr.
telefondaki/arayan kim?
Idioms
80
Idioms
cash on the line
n.
peşin
81
Idioms
dead cat on the line
n.
yanlışlık
82
Idioms
dead cat on the line
n.
yanlış
83
Idioms
a dead cat on the line
n.
yanlışlık
84
Idioms
a dead cat on the line
n.
yanlış
85
Idioms
a dead cat on the line
n.
ters/yanlış giden bir şey
86
Idioms
a line on (someone or something)
n.
(birinin/bir şeyin) iletişim bilgisi
87
Idioms
line on someone or something
n.
birine/bir şeye yardımı dokunacak birini bulmak için bir fikir
88
Idioms
line on someone or something
n.
birine/bir şeye yardımı dokunacak biriyle bağlantı
89
Idioms
line on someone or something
n.
birini/bir şeyi kafasında oturtacak bir öneri/fikir
90
Idioms
line on someone or something
n.
bir konuda bilgi/yardım almak için bir fikir/bağlantı
91
Idioms
go on line [us]
v.
devreye girmek
92
Idioms
go on line [us]
v.
faaliyet göstermeye başlamak
93
Idioms
go on line [us]
v.
çalışır hale gelmek
94
Idioms
go on line [us]
v.
işlemek
95
Idioms
go on line [us]
v.
kullanılmaya başlamak
96
Idioms
go on line [us]
v.
faaliyet göstermek
97
Idioms
come on line [us]
v.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
98
Idioms
come on line [us]
v.
kullanıma hazır olmak
99
Idioms
come on line [us]
v.
piyasaya sürülmek
100
Idioms
go on line [us]
v.
tam kapasiteyle çalışmaya başlamak
101
Idioms
go on line [us]
v.
kullanıma hazır olmak
102
Idioms
go on line [us]
v.
piyasaya sürülmek
103
Idioms
put it on the line
v.
açık ve net söylemek
104
Idioms
lay it on the line
v.
açık ve net söylemek
105
Idioms
sign on the dotted line
v.
anlaşmak
106
Idioms
sign on the dotted line
v.
anlaşmaya varmak
107
Idioms
be on the firing line
v.
ateş hattında olmak
108
Idioms
put one's neck on the line
v.
büyük bir riske girmek
109
Idioms
put it on the line
v.
bir şeyi riske atmak
110
Idioms
put something on the line
v.
bir şeyi riske atmak
111
Idioms
have a line on
v.
bir konuda bilgi almak
112
Idioms
get a line on
v.
bir konuda bilgi edinmek
113
Idioms
have a line on
v.
bir konuda bilgi edinmek
114
Idioms
get a line on
v.
bir konuda bilgi almak
115
Idioms
put something on the line
v.
dobra dobra konuşmak
116
Idioms
lay something on the line
v.
dobra dobra konuşmak
117
Idioms
get a line on
v.
gerekli bilgiye ulaşmak
118
Idioms
put neck on the line
v.
hayatını riske atmak
119
Idioms
get a line on
v.
gerekli bilgilere ulaşmak
120
Idioms
have a line on
v.
gerekli bilgilere ulaşmak
121
Idioms
put neck on the line
v.
hayatını tehlikeye atmak
122
Idioms
have a line on
v.
gerekli bilgiye ulaşmak
123
Idioms
sign on the dotted line
v.
imzayı basmak
124
Idioms
sign on the dotted line
v.
imzalayarak onaylamak/kabul etmek
125
Idioms
lay it on the line
v.
kesin olarak ifade etmek
126
Idioms
put it on the line
v.
kesin olarak ifade etmek
127
Idioms
put one's neck on the line
v.
kendini tehlikeye atmak
128
Idioms
put one's neck on the line
v.
kendini ateşe atmak
129
Idioms
put neck on the line
v.
riske girmek
130
Idioms
lay on the line
v.
riske atılmak
131
Idioms
lay on the line
v.
riske sokmak
132
Idioms
hold the line on something
v.
sabitlemek
133
Idioms
lay on the line
v.
riske girmek
134
Idioms
put it on the line
v.
riske atmak
135
Idioms
lay on the line
v.
para bağlanmak
136
Idioms
lay on the line
v.
riske atmak
137
Idioms
lay on the line
v.
tehlikeye atmak
138
Idioms
be on the line
v.
telefonda olmak
139
Idioms
be on the line
v.
telefonla konuşmak
140
Idioms
put it on the line
v.
tehlikeye atmak
141
Idioms
somebody's butt is on the line
v.
topun ağzında olmak
142
Idioms
somebody's ass is on the line
v.
topun ağzında olmak
143
Idioms
lay on the line
v.
tehlikeye sokmak
144
Idioms
put one's reputation on the line
v.
ününü riske atmak
145
Idioms
put one's reputation on the line
v.
ününü/şöhretini/namını tehlikeye atmak
146
Idioms
lay (one's) life on the line
v.
hayatını tehlikeye atmak
147
Idioms
lay (one's) life on the line
v.
hayatını riske atmak
148
Idioms
lay (one's) life on the line
v.
hayatı pahasına bir şeyi yapmak
149
Idioms
take a firm line (on or against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
150
Idioms
take a firm line (on or against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
151
Idioms
take a firm line (on or against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
152
Idioms
take a firm line (on or against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
153
Idioms
take a firm line (on or against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
154
Idioms
take a firm line/stand (on/against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak
155
Idioms
take a firm line/stand (on/against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) tutumundan vazgeçmemek
156
Idioms
take a firm line/stand (on/against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) kararlı bir duruş/tutum sergilemek
157
Idioms
take a firm line/stand (on/against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şey karşısında) geri adım atmamak
158
Idioms
take a firm line/stand (on/against something)
v.
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) duruşunu inatla sürdürmek
159
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında bilgi almak
160
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında bilgi edinmek
161
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
162
Idioms
get a line on someone [us]
v.
biri hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
163
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi edinmek
164
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında bilgi almak
165
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgilere ulaşmak
166
Idioms
have a line on (someone or something)
v.
(biri/bir şey) hakkında gerekli bilgiye ulaşmak
167
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeyi) riske atmak
168
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeyi) tehlikeye atmak
169
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeye) para bağlanmak
170
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeyi) bir şey uğruna tehlikeye/riske sokmak
171
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeyi) feda etmek
172
Idioms
lay (something) on the line
v.
dobra dobra konuşmak
173
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeyi) dobra dobra söylemek
174
Idioms
lay (something) on the line
v.
(bir şeyi) açık açık/açıkça söylemek
175
Idioms
put (oneself) on the line
v.
(kendini) tehlikeye atmak
176
Idioms
put (oneself) on the line
v.
(kendini) riske atmak
177
Idioms
put your neck on the line [uk]
v.
büyük bir riske girmek
178
Idioms
put your neck on the line [uk]
v.
kendini tehlikeye atmak
179
Idioms
put your neck on the line [uk]
v.
kendini ateşe atmak
180
Idioms
put yourself on the line
v.
kendini tehlikeye atmak
181
Idioms
put yourself on the line
v.
kendini riske atmak
182
Idioms
lay yourself on the line
v.
kendini tehlikeye atmak
183
Idioms
lay yourself on the line
v.
kendini riske atmak
184
Idioms
walk on a thin line between (something) and (something else)
v.
(bir şeyle başka bir şey) arasında ince bir çizgi üzerinde yürümek/ilerlemek
185
Idioms
on the dotted line
adv.
tamamen mutabık kalarak
186
Idioms
on the dotted line
adv.
tam anlaşma ile
187
Idioms
on the dotted line
adv.
sorgusuz sualsiz mutabakat sağlayarak
188
Idioms
on the firing line
expr.
ateş hattında
189
Idioms
on the firing line
expr.
eleştirilerin hedefinde
190
Idioms
on the front line of something
expr.
ön saflarında
191
Idioms
cash on the line
expr.
peşin (ödeme)
192
Idioms
dead cat on the line
expr.
ters giden (bir şeyler)
193
Idioms
on the front line
expr.
ön saflarda
194
Idioms
on the front line
expr.
görünür işlerde
195
Idioms
on the front line
expr.
eleştirilerin ilk hedefinde
196
Idioms
on the front line
expr.
şikayetlerin ilk hedefinde
Speaking
197
Speaking
he's on line one
expr.
birinci hatta
198
Speaking
do not step on the line
expr.
çizgiye basmayın
199
Speaking
it's your friend on the line
expr.
telefondaki arkadaşın
200
Speaking
it's your father on the line
expr.
telefondaki baban
201
Speaking
it's your mother on the line
expr.
telefondaki annen
202
Speaking
who's on the line?
expr.
telefondaki/arayan kim?
Trade/Economic
203
Trade/Economic
on-line processing
n.
anında işleme yöntemi
204
Trade/Economic
on-line processing
n.
elektronik işlem
205
Trade/Economic
on-line
n.
elektronik işlem
206
Trade/Economic
number of on-line branches
n.
on-line sistemine dahil şube sayısı
207
Trade/Economic
on-line
adj.
bilgisayar ağı ile
208
Trade/Economic
on-line
adj.
trafik yolu üzerinde
209
Trade/Economic
on the line
adv.
hemen ödemeye hazır
Institutes
210
Institutes
european chronicles on-line
n.
görsel ve sayısal kaynakların özetlerini bünyesinde barındıran internet erişimli kütüphane
Technical
211
Technical
on-line operation
n.
bağlı işlem
212
Technical
on-line system
n.
bağlı sistem
213
Technical
on-line peripheral equipment
n.
bağlı çevre birimi
214
Technical
on-line equipment
n.
bağlı işlem teçhizatı
215
Technical
on-line system
n.
çevrim-içi dizge
216
Technical
on-line computer system
n.
çevrim-içi bilgisayar sistemi
217
Technical
on-line programming
n.
çevrim-içi programlama
218
Technical
on-line processing
n.
çevrim-içi işlem
219
Technical
on-line data reduction
n.
çevrim-içi veri azaltımı
220
Technical
on-line working
n.
çevrim-içi çalışma
221
Technical
on-line typewriter
n.
çevrim-içi daktilo
222
Technical
on-line data processing
n.
çevrim-içi bilgi işlem
223
Technical
on-line equipment
n.
çevrim-içi donatı
224
Technical
on-line unit
n.
çevrim-içi birim
225
Technical
on-line test facilities
n.
çevrim-içi deneme olanakları
226
Technical
on-line storage
n.
çevrim-içi bellek
227
Technical
on-line real time system
n.
çevrim-içi gerçek zaman sistemi
228
Technical
guided type fall arrester on a flexible anchorage line
n.
esnek bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
229
Technical
hit on the line
n.
hatta açılma
230
Technical
on-line data reduction
n.
hatta veri azaltımı
231
Technical
on-line equipment
n.
hattaki ekipman
232
Technical
on-line central file
n.
hatta-bağlı merkezi dosya
233
Technical
on-line treatments
n.
işletim dizisindeki işlemler
234
Technical
non-removable rectangular contact on the centre-line
n.
merkez çizgide sabit dikdörtgensel temas
235
Technical
guided type fall arrester on a rigid anchorage line
n.
sert bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
236
Technical
on-line roll
n.
takılı merdane
237
Technical
on line
n.
yağ geçit borusu
238
Technical
on-line
adj.
kodlamasının tümü veya bir kısmı ile bağlı olan üniteleri teçhiz eden (bilgisayar ağı)
239
Technical
on-line
adj.
video programının son kurgusuna ait
240
Technical
on-line
adj.
video programının son kurgusu ile ilişkili
Computer
241
Computer
america on-line
n.
aol
242
Computer
on-line assistance/help
n.
çevirim içi destek
243
Computer
on-line encryption
n.
çevrimiçi kriptolama
244
Computer
on-line equipment
n.
çevrimiçi donatım
245
Computer
on-line testing
n.
çevrimiçi sınama
246
Computer
on-line assistance/help
n.
çevirimiçi destek/yardım
247
Computer
on-line help
n.
çevrimiçi yardım
248
Computer
on-line volume
n.
çevrim içi oylum
249
Computer
on-line encrypting
n.
çevrimiçi kriptolama
250
Computer
simultaneous peripheral operation on-line
n.
çevrimiçi çevre birimi eşzamanlı işlemi
251
Computer
on-line help
n.
çevrim içi yardım
252
Computer
on-line documentation
n.
çevirim içi dokümantasyon
253
Computer
on-line documentation
n.
çevirimiçi dokümantasyon
254
Computer
on-line central file
n.
çevrim-içi özeksel kütük
255
Computer
on-line data collection
n.
çevrimiçi veri toplama
256
Computer
on-line help
n.
çevrimiçi açıklama
257
Computer
on-line led
n.
görevde ışığı
258
Computer
hit on the line
n.
hatta açılma
259
Computer
on-line assistance
n.
online destek
260
Computer
on-line region of cyberspace
n.
siber uzayın sürekli ağ üzerinde olan bölümü
261
Computer
on-line database
n.
bilgisayarlarla erişilebilen veri tabanı
262
Computer
on-line database
n.
çevrimiçi veri tabanı
263
Computer
on-line
adj.
bilgisayarla birlikte çalışan
264
Computer
on-line
adj.
çevrimiçi
265
Computer
on-line
adj.
çevirim içi
266
Computer
on-line
adj.
hatta bağlı
267
Computer
on-line
adj.
hatta-bağlı
268
Computer
on-line
adj.
ticari bir elektronik bilgi hizmeti veya internet aracılığıyla bilgisayarı diğer bilgisayarlara veya bilişim ağlarına bağlanmış olan
269
Computer
on-line
adv.
bilgisayarla
270
Computer
on-line
adv.
bilgisayar ağı üzerinden
271
Computer
on-line real time
expr.
çevrimiçi gerçek zamanda
272
Computer
on line
expr.
hat üzerinde
Informatics
273
Informatics
on-line help
n.
çevrimiçi yardım
274
Informatics
simultaneous peripheral operation on-line
n.
disk üzerinden çevre birimi işletimi
Telecom
275
Telecom
on line services
n.
çevrim içi hizmetler
276
Telecom
on line services
n.
çevrimiçi hizmetler
277
Telecom
on-line conference
n.
çevirim içi konferans
278
Telecom
simultaneous peripheral operations on line
n.
eş zamanlı çevirimiçi çevresel işlemler
279
Telecom
on-line services
n.
on-line hizmetler
280
Telecom
stay on the line
v.
hatta kalmak
281
Telecom
on-line
adj.
çevrim içi
282
Telecom
please stay on the line
expr.
lütfen hatta kalınız
Electric
283
Electric
on-line equipment
n.
bağlı donanım
284
Electric
on-premise line
n.
bina içi hat
Automotive
285
Automotive
on-line
adj.
bağlantılı
Transportation
286
Transportation
on-line
adj.
ana güzergahlar üzerinde yer alan
287
Transportation
on-line
adj.
demiryolları üzerinde yer alan
Aeronautic
288
Aeronautic
on-course line
n.
rota çizgisi
289
Aeronautic
on-line input
n.
veri giriş bağlantısı
Military
290
Military
cipher on-line
n.
on-line kriptolama
291
Military
on-line
adj.
hatta bağlı
292
Military
guides on line
expr.
irtibat erleri ileri! komutu
Sport
293
Sport
on the line
adv.
sahadaki çizginin üzerinde
294
Sport
on the line
adv.
saha sınırları içinde
Slang
295
Slang
put (one's) butt on the line
v.
kendini tehlikeye/riske atmak
296
Slang
put (one's) butt on the line
v.
tehlikeye/riske girmek
297
Slang
put (one's) butt on the line
v.
elini taşın altına sokmak
298
Slang
put (one's) butt on the line
v.
paçayı kaptıracak olmak
299
Slang
put (one's) butt on the line
v.
maçası sıkışacak olmak
300
Slang
put (one's) ass on the line
v.
büyük bir riske girmek
301
Slang
put (one's) ass on the line
v.
büyük bir risk almak
302
Slang
put (one's) ass on the line
v.
büyük bir tehlikeye girmek
303
Slang
put (one's) ass on the line
v.
kendini ateşe atmak
304
Slang
put (one's) ass on the line
v.
büyük bir sorumluluk altına girmek
305
Slang
put (one's) ass on the line
v.
kendini tehlikeye atmak
306
Slang
put your ass on the line [us]
v.
büyük bir riske girmek
307
Slang
put your ass on the line [us]
v.
kendini tehlikeye atmak
308
Slang
put your ass on the line [us]
v.
kendini ateşe atmak
309
Slang
on the line (l.a. county jail)
expr.
satılık
310
Slang
(one's) ass is on the line
expr.
(biri) topun ağzında
311
Slang
(one's) ass is on the line
expr.
(birinin) itibarı, geçimi, sağlığı tehlikede
312
Slang
(one's) butt is on the line
expr.
(biri) topun ağzında
313
Slang
(one's) butt is on the line
expr.
(birinin) itibarı, geçimi, sağlığı tehlikede
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of line on
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy